
Basın Meslek Örgütlerine Ortak Çağrı: Sevda Türküsev’in Paylaşımı Hakkında Etik ve Hukuki Süreç
1 Eylül 2025
15 yaşında öldürülen bir kız çocuğunun fotoğrafının sosyal medyada kamuya açık biçimde paylaşılması ve “aileleri uyarıyorum” gibi ifadelerle çocuğu ve ailesini suçlayan bir dilin kullanılması; yalnızca etik dışı değil, aynı zamanda Türk hukuk düzeni bakımından da yaptırım konusu olabilecek bir tutumdur. Bu yaklaşım, mağduru suçlayan ve acılı aileyi toplum önünde hedef hâline getiren bir söylem üretmekte; çocukların üstün yararı ilkesini, basın meslek ilkelerini ve insan onuruna saygıyı ağır biçimde ihlal etmektedir. İfade özgürlüğü, çocukların onurunu zedeleme, kimliğini ifşa etme ya da aileyi küçük düşürme hakkı vermez.
Türk Ceza Kanunu bakımından açık hükümler vardır: TCK 130 (Ölüye hakaret) ölen bir kişinin hatırasını rencide edici söz ve davranışları suç sayar; TCK 134 (Özel hayatın gizliliğini ihlal) kimlik teşhisine yol açabilecek görüntülerin paylaşımını yaptırım altına alır; TCK 125 (Hakaret) ise aileyi hedef alan, onur kırıcı ifadeleri hukuki sonuç doğuran fiiller arasında sayar. Basın etiği bakımından da Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi ile Basın Konseyi İlkeleri, çocukların kimliğini açığa çıkaracak yayın ve paylaşımları, mağduru suçlayan dili ve yas sürecindeki ailelerin ikinci kez örselenmesini açıkça yasaklar. Uluslararası düzeyde Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocukların özel hayatına ve onuruna saygıyı devlete ve topluma bir yükümlülük olarak getirir.
Bu bağlamda, Sevda Türküsev’in söz konusu paylaşımı; ölen çocuğun anısını zedeleyen, kimliğinin ifşa edildiği algısını güçlendiren ve “aileleri uyarıyorum” söylemiyle aileyi hedef gösterip küçük düşüren bir içerik üretmiştir. Bu durum, ne basın özgürlüğü ne de yorumculuk/eleştiri hakkı kapsamında korunabilir. Aksine, çocukların korunması ile insan onurunun gözetilmesi bakımından geri dönülmez zararlar doğurabilecek niteliktedir. Bu nedenle söz konusu paylaşımın derhal kaldırılması ve kamuoyundan açık bir özür açıklaması yapılması gerekmektedir.
Bu metinle, Türkiye’de basın meslek onurunu savunan tüm kurumları ortak tutum almaya, gerekirse ortak şikâyet ve suç duyurusu süreçlerini başlatmaya davet ediyoruz:
- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
- Gazeteciler Cemiyeti (GC – Ankara)
- Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)
- Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
- Basın Konseyi
- Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK)
- Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF)
- DİSK Basın-İş
- Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG
- Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG)
- Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD)
- Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD)
- Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD)
- Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD
- Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD
- Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD)
- Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA
- P24 – Bağımsız Gazetecilik Platform
- İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC
- Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC
- Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC
- Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC)
Bu çağrının ciddiyetini ve etkisini büyütmek için önerilen somut adımlar şunlardır:
- Delil sabitleme: İlgili paylaşımın ekran görüntüsü, bağlantısı (URL), tarih-saat bilgisi ve varsa video/görselin kopyası güvenli şekilde saklanmalıdır.
- Ortak suç duyurusu: Yukarıdaki örgütlerin imzasıyla Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yapılarak TCK 130, 134 ve 125 kapsamındaki olası ihlaller yönünden soruşturma talep edilmelidir.
- Basın Konseyi’ne resmi şikâyet: Basın meslek ilkelerinin ihlali gerekçesiyle resmî şikâyet başvurusu yapılmalıdır.
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı/CİMER başvurusu: Çocuk haklarına aykırılık ve mağdur ailenin ikinci kez örselenmesi gerekçesiyle idari denetim ve uyarı talep edilmelidir.
- Baroların Çocuk Hakları Merkezleri ile temas: İstanbul, Ankara ve diğer baroların ilgili merkezlerinden hukuki destek ve izleme talep edilmelidir.
- Platform içi raporlama: İçerik, platformun çocuk güvenliği ve nefret/istismar politikaları gerekçeleriyle rapor edilmelidir.
- Açık özür ve geri çekme talebi: İçeriğin tamamen kaldırılması, mağdur aile ve kamuoyundan açık özür dilenmesi, benzer içeriklerin üretilmeyeceğine dair taahhüt verilmesi talep edilmelidir.
Bu mesele, tekil bir paylaşımın ötesindedir: Çocukların ve yas tutan ailelerin onuruna saygı duyulmadığında, gazetecilik mesleğinin toplumsal meşruiyeti de yara alır. Basın; güçsüzü suçlamak, mağdurun görüntüsü üzerinden reyting/hit devşirmek ya da aileleri hedef göstermek için değil, hakikatin peşinde kamu yararını savunmak için vardır. Bugün çocukların onurunu savunmak, yarın meslek onurunu korumanın da ön şartıdır.
Bu nedenle tüm basın meslek örgütlerini; Sevda Türküsev’in paylaşımı hakkında açık ve kararlı bir ortak açıklama yapmaya, paylaşımın derhal kaldırılması ve kamuoyundan özür dilenmesi talebini yinelemeye, gerekirse ortak şikâyet ve suç duyurusu süreçlerini başlatmaya çağırıyoruz. Bizler, bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız; çocukların onuru, ailenin saygınlığı ve mesleğin itibarı için elimizden gelen tüm hukuki ve kurumsal girişimleri birlikte yapmaya hazırız.
