Bigo Live Uygulamasının Karanlık Yüzü: Tehlikeler, Sorunlar ve Gerçekler

Gepubliceerd op 23 september 2025 om 23:13

Yazan: Göksu Başaran

 

 

 

 

 

Son yıllarda dünyanın farklı bölgelerinde giderek daha fazla popülerleşen canlı yayın platformlarından biri olan Bigo Live, milyonlarca kullanıcıya erişmiş durumda. Özellikle gençler arasında, eğlence, sosyalleşme, sohbet ve kendini ifade etme aracı olarak kullanılan bu uygulama, ilk bakışta masum ve cazip bir mecra gibi görünebilir. Ancak arka planda, çoğu kullanıcının fark etmediği ve zaman içinde çok ciddi sorunlara yol açabilen karanlık bir yön bulunuyor. Canlı yayın yapma özgürlüğü, görünürde sınırsız etkileşim ve para kazanma imkânı sunan Bigo Live, aslında güvenlik açıkları, çocukların maruz kaldığı riskler, uygunsuz içerikler, psikolojik etkiler ve finansal sömürü gibi birçok olumsuz unsurla doludur. Bu yüzden uygulamayı sadece yüzeysel cazibesiyle değerlendirmek büyük bir hata olur. İnsanların özgürce kendini ifade etme hakkı önemlidir, ancak bu hakkın kullanıldığı alanın aynı zamanda güvenli, denetlenebilir ve sağlıklı olması gerekir. Bigo Live’ın ise bu noktada ciddi sorunlar barındırdığı gerçeğini görmezden gelmek, gelecekte çok daha büyük sosyal problemlerin önünü açmak anlamına gelir.

 

 

 

Güvenlik ve Gizlilik Açıkları

 

 

Bigo Live, kullanıcıların kişisel verilerini ve yayın sırasında ürettikleri içerikleri koruma konusunda büyük eksiklikler barındırıyor. Birçok kişi farkında olmadan kamerasını açarak bulunduğu ortamı, kişisel eşyalarını, ev düzenini ve hatta aile bireylerini görünür kılıyor. Bu durum, kötü niyetli kişiler için kolayca kullanılabilecek bir bilgi kaynağına dönüşüyor. Uygulamanın veri politikalarının şeffaf olmaması, hangi bilgilerin kimlerle ve hangi amaçlarla paylaşıldığını açıkça belirtmemesi ise sorunun daha da büyümesine neden oluyor. Örneğin bir kullanıcının kimlik bilgileri, konumu veya özel yaşamına dair küçük bir detay bile, dijital ortamda kimlik hırsızlığına, dolandırıcılığa veya şantaja zemin hazırlayabiliyor. Üstelik bu riskler yalnızca yetişkinleri değil, uygulamayı yaş sınırını aşarak kullanan küçük yaştaki çocukları da tehdit ediyor. Bugün dijital dünyada en çok tartışılan konulardan biri veri güvenliği iken, Bigo Live’ın kullanıcılarını bu kadar korumasız bırakması, platformun en büyük ve en ciddi handikaplarından biri olarak öne çıkıyor.

 

 

 

Çocuklar İçin Büyük Tehlike

 

 

Resmi olarak belirlenmiş yaş sınırları bulunsa da, Bigo Live’da küçük yaşta çocukların hesap açması ve yayınlara katılması son derece kolaydır. Teknolojiye hâkim olan günümüz çocukları, basit yöntemlerle bu sınırlamaları aşabiliyor ve platforma erişim sağlayabiliyor. Bu noktada en büyük sorun, onların uygunsuz içeriklere maruz kalması ve potansiyel istismarcılarla karşı karşıya gelmesidir. İnternette çocukları hedef alan kişilerin varlığı uzun süredir bilinen bir gerçek ve Bigo Live gibi denetimi zayıf platformlar bu kişiler için adeta açık kapı konumunda. Dahası, küçük yaşta çocukların bu tür yayınlarda bulunması, onların psikolojik gelişimlerini de olumsuz etkiliyor. Erken yaşta cinselleştirilmiş içeriklere, şiddete veya sömürüye maruz kalan çocukların ilerleyen dönemlerde sağlıklı bir sosyal gelişim göstermesi çok daha zor hale geliyor. Ebeveynler çoğu zaman bu sürecin farkına bile varmıyor çünkü Bigo Live’ın yapısı gereği, çocuklar gizlice yayın açabiliyor veya izleyici olarak saatlerce uygunsuz içerik tüketebiliyor. Bu tablo, uygulamayı sadece eğlenceli bir mecra değil, aynı zamanda çocuklar için ciddi bir tehdit haline getiriyor.

 

 

 

Uygunsuz İçeriklerin Yaygınlığı

 

 

Bigo Live’ın en çok eleştirilen yönlerinden biri, platformda yayılan uygunsuz içeriklerin fazlalığıdır. Cinsel içerikli yayınlardan şiddet görüntülerine, kumar oynatılan sanal odalardan uyuşturucu kullanımını normalleştiren videolara kadar çok geniş bir yelpazede tehlikeli içerikler kolaylıkla erişilebilir hale geliyor. Üstelik bu yayınların bir kısmı, para kazanmak için kasıtlı olarak daha dikkat çekici ve şok edici hale getiriliyor. Moderasyonun yetersizliği nedeniyle bu içeriklerin büyük bölümü anlık olarak kaldırılsa bile, yeni hesaplarla tekrar tekrar ortaya çıkıyor. Böyle bir ortamda hem izleyiciler hem de yayıncılar yanlış mesajlar alıyor; izleyiciler için normalleşen bu görüntüler zamanla toplumsal değerlerin aşınmasına yol açarken, yayıncılar için daha fazla izlenme uğruna sınırların zorlanması bir kural haline geliyor. Dolayısıyla Bigo Live, kendi denetimsiz yapısı nedeniyle uygunsuz içeriklerin hızla yayıldığı bir platforma dönüşmüş durumda ve bu durum hem bireysel hem de toplumsal ölçekte ciddi bir tehdit anlamına geliyor.

 

 

 

Bağımlılık Riski

 

 

Bigo Live’ın kurgusu, kullanıcıları uzun saatler boyunca ekran başında tutmak üzerine inşa edilmiştir. Canlı yayınlarda anlık etkileşim, sürekli gelen yorumlar ve hediyeler, izleyicileri ve yayıncıları platforma bağımlı hale getiriyor. Özellikle gençler için bu durum, sosyal ilişkilerin zayıflamasına, akademik hayatın aksamasına ve hatta uyku düzeninin bozulmasına kadar gidebiliyor. Yayıncılar için ise sürekli içerik üretme baskısı, zamanla psikolojik yıpranmalara neden oluyor. Bir yayının izlenmemesi veya yeterince hediye alınmaması, yayıncıyı başarısız hissettirebiliyor ve bu durum depresyon, kaygı bozukluğu ve özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Dijital bağımlılık çağımızın en büyük problemlerinden biri haline gelmişken, Bigo Live’ın yapısı bu bağımlılığı daha da güçlendiren bir mekanizma işlevi görüyor. Bu da uygulamayı yalnızca eğlence platformu olmaktan çıkarıp, bireylerin psikolojik sağlığına zarar veren bir araç haline getiriyor.

 

 

 

Finansal Sömürü Mekanizması

 

 

Bigo Live’ın dikkat çeken bir diğer karanlık yönü, ekonomik düzeninin kullanıcıları sömürü üzerine kurulmuş olmasıdır. Yayıncılar, sanal hediyeler ve jetonlar üzerinden gelir elde ediyor, izleyiciler ise bu hediyeleri gönderebilmek için gerçek paralarını harcıyor. Sistem öyle kurgulanmış ki, kullanıcılar daha fazla hediye göndermeye teşvik ediliyor ve yayıncılar da gelirlerini artırmak için izleyicilerini sürekli bu hediyelere yönlendiriyor. Ancak işin gerçeği, bu ekonomik düzenin büyük kısmı platformun kendisine kazandırıyor. Kullanıcıların harcadığı paranın sadece küçük bir kısmı yayıncıya gidiyor, geri kalan büyük bölüm ise Bigo Live’ın kasasına kalıyor. Böylece hem izleyiciler hem de yayıncılar sömürülmüş oluyor. Dahası, birçok kullanıcı bu sistemin içine bilinçsizce giriyor ve kısa sürede ciddi miktarda para kaybedebiliyor. Bu durum, finansal bağımlılığın da kapısını aralıyor çünkü insanlar kaybettikleri parayı telafi edebilmek için daha fazla harcama yapma eğilimine giriyor.

 

 

 

Siber Zorbalık ve Taciz

 

 

Bigo Live’da karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de siber zorbalık ve tacizdir. Canlı yayınların doğası gereği, kullanıcılar anlık olarak yorum bırakabiliyor ve bu yorumların büyük kısmı yapıcı değil, aşağılayıcı, cinsel içerikli ya da tehdit edici olabiliyor. Özellikle kadın yayıncılar bu saldırıların en büyük hedefi haline geliyor. Hakaret, ısrarlı takip, tehdit ve cinsel taciz, platformun neredeyse sıradan bir parçası haline gelmiş durumda. Platformun bu sorunlara karşı geliştirdiği şikayet mekanizmaları ise genellikle yetersiz kalıyor. Kullanıcılar defalarca şikayet etse bile, zorbalık yapan kişilerin hesapları kolaylıkla yeni isimlerle tekrar açılabiliyor. Bu da mağdurlarda çaresizlik duygusunu güçlendiriyor ve zamanla birçok yayıncı, tacizlerle baş edemediği için platformdan uzaklaşıyor.

 

 

 

Adil Olmayan Moderasyon

 

 

Bigo Live’ın bir diğer eleştirilen yönü de moderasyon süreçlerinin adil olmamasıdır. Hesap kapatma ve ceza süreçlerinde çoğu zaman şeffaflık bulunmuyor. Kullanıcılar, ne için yasaklandıklarını veya hangi kuralı ihlal ettiklerini tam olarak öğrenemiyor. Bazı kullanıcılar küçük ihlaller yüzünden ağır cezalara maruz kalırken, çok daha ciddi kuralları ihlal eden yayıncıların platformda kalmaya devam ettiği görülüyor. Bu da kullanıcılar arasında adalet duygusunu zedeliyor ve Bigo Live’a duyulan güveni iyice sarsıyor.

 


Psikolojik Etkiler

 

 

Son olarak, Bigo Live’ın kullanıcılar üzerindeki psikolojik etkilerini göz ardı etmemek gerekir. Platform, görünüşe dayalı bir popülerlik yarışına dönüşmüş durumda. Yayıncılar sürekli daha fazla izlenme, beğeni ve hediye almak için kendilerini baskı altında hissediyor. İzleyici sayısının düşük olması veya yeterince hediye gelmemesi, yayıncıların kendilerini değersiz hissetmesine yol açabiliyor. Bu durum, özellikle genç kullanıcılar için büyük bir tehdit çünkü kimlik oluşum sürecinde olan gençler, bu sanal onay mekanizmasını kendi değerleriyle eşleştirmeye başlıyor. Uzun vadede bu durum özgüven kaybına, depresyona, anksiyeteye ve sosyal izolasyona neden olabiliyor.