Bulgaristan’a Trans Hakları Yükümlülüğü: Avrupa Adalet Divanı’ndan Tarihi Karar Geliyor

Gepubliceerd op 7 oktober 2025 om 02:01

Yazan: Göksu Başaran

 

 

 

 


Avrupa Birliği hukukunda trans bireylerin kimlik tanınması konusunda emsal teşkil edebilecek nitelikte bir dava görülüyor. “Shipov Davası (C-43/24)” olarak bilinen bu süreç, Bulgaristan’da trans bireylerin yasal cinsiyet tanıma hakkının fiilen engellenmesine karşı açılmış durumda.

 

 

 

Davayı açan Bulgar vatandaşı bir trans kadın, kendi kimliğinde yer alan cinsiyet işareti, isim ve kişisel kimlik numarasının değiştirilmesini talep etmiş ancak Bulgar mahkemeleri bu talepleri reddetmişti. Bulgaristan Yargıtayı (Supreme Court of Cassation) 20 Şubat 2023 tarihinde verdiği yorum kararında, ülke hukuk sisteminde mahkemelerin trans bireylerin medeni kayıtlarında bu tür değişiklikler yapmasına izin verilmediğini belirtmişti. Bu karar, uygulamada “fiili bir yasak” anlamına geldi ve o tarihten itibaren mahkemeler hiçbir cinsiyet tanıma talebini kabul etmemeye başladı.

 

 

 

Bu durum, yalnızca Bulgaristan iç hukuku açısından değil, Avrupa Birliği’nin temel haklar düzeni açısından da büyük tartışma yarattı. Çünkü AB hukukuna göre üye devletler, vatandaşlarının kimliklerini özgürce ifade edebilmesi ve ayrımcılıktan korunması konusunda açık yükümlülüklere sahip. Ancak Bulgaristan’da yürürlükte olan bu “de facto yasak”, trans bireylerin kimlik belgelerinde yer alan bilgilerle yaşadıkları kimlik arasındaki uyuşmazlık nedeniyle ciddi sosyal ve kurumsal engellere yol açıyor.

 

 

 

Trans bireyler bu nedenle sağlık hizmetlerine erişimde, istihdamda, barınmada ve hatta oy kullanmada bile ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor. Belgelerindeki isim ve kimlik farklılıkları, günlük yaşamda sistematik dışlanma ve hak ihlalleri anlamına geliyor.

 

 

 

22 Mayıs 2025 tarihinde Avrupa Adalet Divanı’nda (CJEU) görülen duruşma, bu uygulamanın AB hukukuna uygun olup olmadığını tartışmaya açtı. Davada Avrupa’daki insan hakları kuruluşları, özellikle ILGA-Europe, Transgender Europe (TGEU) ve Bulgar Helsinki Komitesi gözlemci olarak yer aldı. Kuruluşlar ortak bir açıklama yayımlayarak Bulgaristan’daki mevcut durumun Avrupa Birliği’nin Eşitlik İlkesi, Ayrımcılık Yasağı ve Özel Hayata Saygı Hakkı ile açıkça çeliştiğini vurguladı.

 

 

 

CJEU’nun hukuk sözcüsü (Advocate General) görüşünü 4 Eylül 2025 tarihinde sunacak. Bu görüş, mahkemenin nihai kararına yön verecek ve Bulgaristan’ın AB hukukuna aykırı hareket edip etmediğini belirleyecek. Uzmanlara göre olası bir ihlal tespiti, Bulgaristan’a trans bireylerin yasal cinsiyet tanıma hakkını güvence altına alan yeni bir yasa çıkarma yükümlülüğü getirebilir.

 

 

 

Shipov davası yalnızca Bulgaristan açısından değil, Avrupa genelinde trans haklarının geleceği açısından da dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Çünkü dava, “bir AB üyesi devletin trans bireylerin kimlik değişikliğini tamamen yasaklayıp yasaklayamayacağı” sorusunu ilk kez doğrudan Avrupa Adalet Divanı önüne taşıdı.

 

 


2025 itibarıyla Bulgaristan’da trans bireylerin kimlik belgelerini kendi cinsiyet kimliklerine uygun hale getirme olanağı bulunmuyor. Mahkemelerin sistematik reddi, fiilen bir “kimlik tanıma yasağı” oluşturuyor. Aktivistler, bu uygulamanın insan onuruna ve AB Temel Haklar Şartı’na aykırı olduğunu belirtiyor.

 

 


CJEU’nun vereceği karar, yalnızca Bulgaristan’daki trans bireylerin değil, Avrupa’daki tüm trans yurttaşların hukuki konumunu etkileme potansiyeline sahip. Eğer mahkeme, Bulgaristan’ı yükümlü bulursa, bu karar Avrupa genelinde trans hakları için yeni bir hukukî dönemin başlangıcı olabilir.